Sürekli gelişen esnek ambalaj dünyasında, üretim süreçlerini optimize etmek ve yüksek kaliteli sonuçlar sağlamak için etkili uygulama yönetimi çok önemli. Sektör uzmanı Xavier Bonamour, içgörülerini içeren esnek ambalaj sektöründeki uygulama yönetimindeki en son gelişmeleri ve en iyi uygulamalarla ilgili soruları yanıtlıyor.
- Bize çalıştığınız müşteriler ve ambalaj sektöründeki rolleri hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Küresel pazarda önemli bir rol oynayan esnek ambalaj sektöründeki orta ölçekli bölgesel oyunculardan büyük çok uluslu ve çok bölgeli şirketlere kadar çok çeşitli matbaacı ve dönüştürücülere hizmet veriyoruz. Bu şirketler şu anda gelecekteki değişiklikleri öngörerek ve sürdürülebilirlik zorluğunu ele alarak dönüşümsel bir yolculuk geçiriyor. Uygulama yönetimi, bugün yapılan yatırımların gelecekte de alakalı ve yararlı kalmasını sağlıyor. Bu, doğru teknoloji çözümlerine uyum sağlamak ve sektör trendleri ve neyin ivme kazandığı konusunda güncel kalmak için çeşitli etkileşimleri içeriyor.
- Müşterilerle etkileşim kurarken karşılaştığınız temel zorluklar nelerdir?
En büyük zorluklardan biri, bilginin bulunabilirliği; bu sınırlı olduğunda, müşterinin neyi başarmak istediği ve uzun vadeli niyetleri başlangıçta belirsiz olabiliyor. Bu, genellikle müşteriyle yapılan görüşme ilerledikçe tepki vermek ve uyum sağlamak anlamına geliyor. Ayrıca, müşterilerin çıkarları doğrultusunda tavsiyelerde bulunmayı ve danışmanlık yapmayı hedeflediğimiz için, farklı teknolojilere karşı tarafsız kalmak çok önemli. Bu, başarılı bir çözüme giden birden fazla yol olduğu gerçeğini benimsemeyi gerektiriyor. Tek bir ‘kusursuz’ yol yok; bunun yerine, her müşterinin benzersiz ihtiyaçlarına en uygun olanı bulmak için çeşitli teknolojilere ve yaklaşımlara açık kalmalıyız.
- Müşteriler sizi nasıl duyuyorlar?
Müşteriler neredeyse her zaman satış ekibimiz aracılığıyla bizi duyuyorlar. Genellikle, yerel pazar organizasyonu potansiyel fırsatları belirliyor ve uygulama yönetim ekibimizle bir görüşme yapmanın faydalı olacağını öneriyor. Bu yaklaşım, uzmanlığımızdan ve çözümlerimizden gerçekten faydalanabilecek müşterilerle bağlantı kurmamızı sağlıyor.
- İlk danışma sürecini anlatabilir misiniz?
İlk danışma süreci, ilgi duyulan ana konuları daralttığımız bir başlangıç toplantısıyla başlıyor. Bazen, birincil konuyu anında ele alabiliriz. Örneğin, tartışma şekerleme gibi belirli bir nihai pazar veya uygulama için baskı teknolojisiyle ilgiliyse, formatı, özellikleri, filmi ve bariyer gereksinimlerini tartışırız. Bir diğer yaygın konu ise, solvent bazlı ve solventsiz seçenekler arasındaki farkları ve bunların uygulamanın başarısını nasıl etkileyebileceğini incelediğimiz laminasyon teknolojisi.
- Hangi çözümleri veya stratejileri önerdiniz?
Ambalaj endüstrisinin gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli çözümler ve stratejiler önerdik. Örneğin, yüksek bariyerli kâğıt bazlı esnek ambalajlarda büyüme öngörüyoruz. Buna kuru karışımlar için poşet ve çorba paketleri gibi birçok örnek dahil. Bu ihtiyacı karşılamak için, belirli vakumlu kaplama ve yaş kaplama çözümleri öneriyoruz. Bu teknolojiler, kâğıdın bariyer özelliklerini oluşturmaya yardımcı olarak, bu tür uygulamaların katı gereksinimlerini karşılayabilmesini sağlıyor.
Ayrıca, retort gibi zorlu uygulamalar için şeffaf polipropilen (PP) bazlı yüksek bariyerli filmlerde büyüme öngörüyoruz. Bu tür filmlerin bariyer özelliklerini artıracak özel vakumlu kaplama ve yaş kaplama çözümleri geliştiriyoruz.
- Danışmanlık hizmetlerinizin bir müşteriyi nasıl olumlu etkilediğine dair belirli örnekler verebilir misiniz?
Önemli bir örnek, şekerleme barlarının belirli son kullanım pazarında yeni bir iş fırsatını araştıran bir müşteri. Ambalaj malzemelerinin evrimi hakkında derinlemesine bir görüşme için BOBST ile iletişime geçtiler. Maliyet yapısı, gelecekteki uygulanabilirlik ve kalite gibi faktörleri göz önünde bulundurarak hangi teknolojiye yatırım yapacaklarından emin değillerdi.
Detaylı danışmanlıklarımız sayesinde müşteri değerli içgörüler ve netlik kazandı. Bu iyi bilgilendirilmiş bakış açısı, onların güvenli bir karar vermelerini ve sermaye harcaması (capex) yatırımına yol açmasını sağladı. Sonuç olarak, yeni iş fırsatını başarıyla güvence altına aldılar. Görüşmelerimiz sırasında sağlanan bilgileri değerlendirerek müşteri maliyetleri doğru bir şekilde hesaplayabildi ve kâr marjının ve yatırım getirisinin (ROI) oldukça uygun olduğunu belirleyebildi.
Bu yaklaşımın, tartışmaları daha bütünsel bir düzeye taşımamıza ve müşterilerimizin sorunlu noktalarını daha derinlemesine anlamamıza olanak tanıdığı için çok zengin olduğuna inanıyoruz. Bu, işlerinin çeşitli yönlerine maruz kaldığımız ve karşılıklı öğrenmeye katıldığımız için uzun vadeli ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunur. Bu işbirlikçi süreç sayesinde her iki taraf da fayda sağlıyor ve birlikte büyüyor.